19 Mayıs 2016 Perşembe

Zululuzu-İKSV

Portekizli bir ekip oynuyor Portekizce, Fransızca ve İngilizce dillerinde oynanmakla birlikte Türkçe üst yazı kullanılıyor. Kendini post modernist olarak tanıtmış bir ekip var karşımızda. Bence bu detay ilgi çekici çünkü çok duyduğumuz bir laf olsa da ülkemizde post modernizm ülkemize daha uğramadı var olup olmasıyla o kadar ilgili değilim ama tiyatroyu tiyatroyla eleştirmeleri bir derece tabulara saldırmaları benim hoşuma gitti. Ben elbette ki yettiştiğim Sosyal politik koşullar içinde kara kutuya karşı çıkamam çünkü eğer Portekiz de kara kutuya karşı çıkılrsa tiyatro elbette kendine yeni yollar yeni bir sahne yeni bir anlayış yaratacaktır ama bunu Türkiye'de yaparsan ben ileri ki gelecekte kendi geleceğimin olumlu olacağını söyleyemem. Oyunculukları çok sevdim ses tonlarını çok sevdim ve bana her şey çok doğal geldi. Ve yazı mı sonladırmadan önce üst yazı konusunda çıkan aksiliğin çok önemli olup olmadığını sormak isterim helle ki karşımızda kendini bu kadar iyi anlatan beden dilini kullanabilen bir ekip varken bence bütün oyun Portekizce bile olsaydı belki anlatılan değil ama duygular bana yine geçerdi

15 Mayıs 2016 Pazar

Cemal Reşit Rey Güzel Sanatlar Lisesi-Kırmızı(Genç Günler)

Oyunu Nihal USANMAZ yönetti okulumuzun 12. sınıflarının çoğunluğu ve 9.-10. sınıflardan birer öğrenci oynadı. Kesinlikle çok vurucu ve etkileyici bir oyun.ve rejisi de oldukça ilgi çekici. Oyuncuları okul hayatlarında da tanıdığım için daha rahat yorum yapabileceğim ve size onları tanıtabileceğim

Sibel Kasapoğlu: Oldukça başarılı oyunun hem komedi hem de dram kısımlarında beğendim ama oyunun son epizodundaki oyunculuğu beni mest etti sanırım en o ana kapılan kişi oydu kendisi zaten çocuk yaştan beri hem kamera önü oyunculuğa hem de tiyatroya emek harcadığı için bir profesyonellik var ama o ilk günkü enerjisini bence hiç kaybetmemiş olması onu başarılı kılan okulumuzdan mezun olsa da adını daha çok duyacağıma eminim

Mine Güngör: Çok tatlı bir sakinliği var ve bunu oyundaki yüksek duygulara iyi yedirmiş son sahnede ki masumiyetini çok sevdim. Tiyatroya devam ederse çok başarılı işler çıkaracağına inanıyor ve ne kör gözün parmağına tiyatrosu yapacak ne de sorunlara bana ne diyecektir belki sahnede rol ortağı oluruz belki de birbirimiz oyunlarına geliriz belki ben yazarım o oynar bilemiyorum ama eminim tiyatro yolunda karşılaşacağız...

Daha nice emek var bu oyunda ama bu iki ismi özellikle anmak istedim ve yazımı sonlandırmadan önce sınıf arkadaşım Bahar Yılmazer'i ekibe sonradan dahil olmasına rağmen sağladığı uyumdan ve oyunculuğundan dolayı tebrik etmek isterim.